Fil Suresi Arapça yazılışı şu şekildedir:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ
أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِي تَضْلِيلٍ
وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ
تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ مِّن سِجِّيلٍ
فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَّأْكُولٍ
Bu ayetler, Allah’ın Kâbe’yi koruma hikâyesini açık bir şekilde özetlemektedir. Orduların, kuşlar tarafından taş yağmuruna tutulduğu ve sonunda paramparça bir hale getirildiği tasvir edilmektedir.
Fil Suresi Arapça Okunuşu
Fil Suresi Arapça okunuşu, Müslümanlar için çok önemlidir. Namazlarda, günlük zikirlerde ve özellikle Allah’ın kudretini hatırlamak isteyenlerin sıkça okuduğu bir suredir. Arapça okumayı öğrenen kişiler için, bu kısa ve öz sure, telaffuz açısından da oldukça eğiticidir.
Fil Suresi Arapça Türkçe okunuşu şudur:
- Bismillahirrahmanirrahim
- Elem tera keyfe feale rabbuke bi-ashâbil fîl
- Elem yec’al keydehum fî tadlîl
- Ve ersale aleyhim tayran ebâbîl
- Termîhim bi-hicâratin min siccîl
- Fe ce’alehum ke’asfin me’kûl
Fil Suresinin Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. | |
1 | Rabbin fil sahiplerine neler etti, görmedin mi? |
2 | Onların kötü planlarını boşa çıkarmadı mı? |
3 | Onların üstüne ebabil kuşları gönderdi. |
4 | O kuşlar, onların üzerlerine pişkin tuğladan yapılmış taşlar atıyordu. |
5 | Böylece Allah onları yenilip çiğnenmiş ekine çevirdi. |
Fil Suresi Tefsiri
Tefsir ve tarih kaynaklarında anlatıldığına göre o zaman Habeşistan’ın yönetiminde bulunan Yemen’in genel valisi Ebrehe her yıl Mekke’deki Kâbe’yi ziyaret eden Arap hacılarını San‘a’ya çekmek için burada Kulleys veya Kalîs (kilise) denilen büyük bir katedral yaptırdı. Çeşitli bölgelere propagandacılar göndererek mâbedi ziyaret etmeleri için halkı San‘a’ya çağırdı. Ancak bu ümidi gerçekleşmeyince Kâbe’yi yıkmaya karar verdi ve muhtemelen 570 yılında, içinde mahmûd (mamut) adlı filin de bulunduğu büyük bir ordu ile Mekke üzerine yürüdü (olayın tarihi ve sebepleriyle ilgili farklı görüşler için bk. Mustafa Fayda, “Fil Vak‘ası”, DİA, XIII, 70-71).
Ebrehe, hareketini engellemek için karşısına çıkan bazı güçleri etkisiz hale getirerek yoluna devam etti. Gönderdiği bir müfreze, içinde Hz. Peygamber’in dedesi Abdülmuttalib’e ait 200 devenin de bulunduğu Mekkeliler’e ait çok sayıda deveyi ele geçirdi. Abdülmuttalib, Ebrehe’ye gelerek develerinin iadesini istedi; Ebrehe’nin Kâbe ile ilgili bir sorusu üzerine Kâbe’yi merak etmediğini, çünkü onu sahibinin koruyacağını söyledi. Ertesi gün Ebrehe, ordusuna Kâbe yönünde hareket emri verdi.
Fakat kaynaklarda belirtildiğine göre en öndeki fil (mamut) yerinden kımıldamadığı gibi askerler de üzerlerine taşlaşmış çamur yağdıran sürü sürü kuşlar tarafından –âyetteki benzetmeyle– “yenilip çiğnenmiş ekin” gibi imha edildi. Bazı müfessirler “sürü sürü” şeklinde çevrilen ebâbîl kelimesinin bir kuş türünün adı olduğu kanaatindedir, buna göre 3. âyete “ebâbîl kuşlarını göndermedi mi?” şeklinde mâna vermek gerekir; fakat –konuya ilişkin rivayet ve tefsirler dikkate alındığında– bu görüş ikna edici görünmemektedir (bilgi için bk. Elmalılı, IX, 6102-6105). Yaygın inanışa göre bu olay Hz. Peygamber’in doğumundan elli-elli beş gün veya üç ay önce vuku bulmuştur.
Sûrede Hz. Peygamber’e hitap edilerek 1-2. âyetlerde fil ordusunun başına gelen felâketin büyüklüğünden ve Kâbe’yi yıkma planlarının boşa çıkarıldığından haberdar olduğu ifade edilmektedir. Hz. Peygamber olaya bizzat şahit olmadığı halde, ona yöneltilen “görmedin mi” şeklindeki hitap mecazi bir ifade olup olayı bizzat gözüyle görmese bile görenlerden işitmiş olduğunu ve görmüş gibi kendisine tasvir edildiğini gösterir. 3-5. âyetler ise felâketin nasıl cereyan ettiğini yani Allah tarafından gönderilen sürülerle kuşun fil ordusunun üzerine pişkin tuğla türü taşlar yağdırarak onları nasıl hayvanlar ve haşarat tarafından yenmiş ekin artığına çevirdiğini ifade eder.
Râzî’ye göre Ebrehe ve askerlerinin besledikleri kötü emellerin sûrede keyd (plan, tuzak) kelimesiyle ifade edilmesi, onların sadece Kâbe’yi yıkma amacı taşımadıklarını gösterir. Çünkü önceden açıkladıkları için Kâbe’yi yıkma fikri artık “tuzak” olmaktan çıkmıştı. Şu halde keyd kelimesi burada Ebrehe tarafının Araplar’a karşı besledikleri başka sinsi planları dile getirmektedir (XXXII, 99; bu planlar ve tuzakların neler olabileceği konusunda bk. Fayda, gös. yer.). Muhtemelen bu plan içinde Mekke’ye ve Mekkelilere verilecek ağır yıkım ve kötülükler de vardı.
Eski tefsirlerde bu fil olayı bütünüyle bir mûcize olarak değerlendirilir. Bazı tarihçi ve müfessirlerin, tâbiîn âlimlerinden İkrime’ye atfettikleri bir rivayette o, “Bu taşlar kime isabet ettiyse onda çiçek hastalığı görüldü” demiştir (İbn Hişâm, es-Sîretü’n-nebeviyye, I, 54-56; Taberî, XXX, 298-299, 303). Rivayete göre Hicaz bölgesinde çiçek ve kızamık hastalığı ilk defa bu olaydan sonra görülmüştür (bk. Taberî, XXX, 196). Muhammed Abduh, Ferîd Vecdî, Cevâd Ali, Muhammed Esed gibi bazı çağdaş araştırmacılar bu rivayetlere dayanarak olayı bulaşıcı hastalık salgını şeklinde yorumlamaya çalışmışlardır. Abduh’a göre sûrede sözü edilen kuşlardan maksat bir çeşit gerçek kuş olabileceği gibi sinek, sivrisinek vb. mikrop taşıyıcı canlılar da olabilir (bk. Tefsîru cüz’i Amme, s. 157-158).
Ancak çağdaş müfessirlerin çoğu dönemin güçlü akımlarından pozitivizmin etkisi altında ortaya konduğunu düşündükleri bu yoruma katılmamış, ona karşı ciddi tenkitler yöneltmişlerdir (meselâ bk. Elmalılı, VIII, 6123-6144; Seyyid Kutub, Fî Zılâli’l-Kur’ân, VI, 3976-3979). Sonuç olarak Allah’ın evini yıkmaya kalkışan saldırgan bir güç, bir mûcize neticesinde cezasını görmüş; hiçbir şekilde düşmana karşı koyma imkânı bulamayan ve şehri terkedip dağlara çekilen Mekke halkı da bu olaydan zarar görmeden kurtulmuştur.
Tefsirin devamı için Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı
Fil Suresi Arapça Okunuşunun Önemi
Fil Suresi Arapça okunması, hem anlam hem de ses açısından büyük bir derinliğe sahiptir. Arapça, Kur’an’ın indirildiği dil olduğundan, her kelimenin kendine özgü bir ahengi ve anlam derinliği vardır. Fil suresi Arapça olarak okumak, Kur’an’ın orijinal dilindeki mucizevi yapıyı hissetmek açısından da önemlidir. Arapça telaffuz, anlamın tam yerini bulmasını sağlayan kritik bir unsurdur. “Fil” kelimesi örneğin, Arapça’da “fil” anlamına gelirken, aynı zamanda Ebrehe’nin ordusundaki devasa hayvanları temsil eder. Fil suresi Arapça okunuşunu doğru bir şekilde yapmak, kişinin Kur’an’ın mesajını daha derinlemesine anlamasına yardımcı olur. Bu nedenle, Fil Suresi gibi kısa sureler, Arapça öğrenen kişiler için harika bir başlangıç noktasıdır.
Fil suresi neyi anlatır?
Fil Suresi (Arapça: سورة الفيل), Kur’an-ı Kerim’in 105. suresidir ve 5 ayetten oluşur. Bu sure, Yemen’in valisi olan Ebrehe’nin, Kâbe’yi yıkmak amacıyla yaptığı saldırıyı ve bu saldırının ardından yaşadığı felaketi anlatmaktadır. Ebrehe’nin ordusunun Kâbe’ye doğru yürüyüşü, Allah’ın kudretiyle bozulmuş ve Allah, kuşlar aracılığıyla Ebrehe’nin ordusuna büyük bir felaket göndermiştir. Bu sure, Allah’ın korumasının ve kudretinin ne kadar büyük olduğunu vurgulamaktadır.
Arapça kısa dualar için tıklayınız.
Kevser Suresi’nin Arapça okunuşu hakkında bilgi almak için tıklayınız.
Yemek duası Arapça ulaşmak için tıklayınız.
Kevser suresi Arapça ulaşmak için tıklayınız.
Fatiha suresinin Arapçasına ulaşmak için tıklayınız.
Telkin duası Arapça yazımıza göz atabilirsiniz.
İnstagram hesabımızı takip ederek her gün farklı bilgiler öğrenebilirsiniz. Takip için tıklayınız.